Üniversite hayatı, gençlerin hayalleri ve gelecek planları ile dolu bir serüven olarak bilinir. Ancak, bazı hikayeler bu ideal dünyayı sarsabilecek kadar karamsar. 2023 yılında yaşanan trajik bir olay, genç yaşta hayata veda eden üniversiteli Helin'in son mesajı ile gündemi değiştirdi. Bu olay, sadece ailesini değil, aynı zamanda arkadaşları ve toplumun geniş kesimlerini derinden etkiledi. Helin'in hayattayken paylaştığı son mesajların içeriği, cinayete dair ipuçları ve gençlerin yaşadığı zorluklar üzerine düşündürücü bir perspektif sunuyor.
Helin, 21 yaşında, hayal ettiği kariyere bir adım daha yaklaşmak için üniversite hayatının tadını çıkaran bir öğrenciydi. Eğitimine odaklanmak ve geleceğini şekillendirmek için çabalarken, modern dünyanın baskıları ve sosyal medya sonrası yaşanan duygusal karmaşa ona hiç beklemediği bir şekilde zor zamanlar yaşattı. Helin'in çevresi, onun son zamanlarda yaşadığı kaygı ve baskıyı biliyordu. Ancak kimse, bu durumun bu kadar acı bir sona ulaşacağını tahmin edemezdi.
Genç yaşta hayatını kaybeden Helin'in sosyal medya hesaplarında paylaştığı son mesajlar, hem ailesi hem de arkadaşları için derin bir anlam taşıyor. "Her şeyden uzakta, yalnızca hayallerim var," yazdığı bir not, onun içsel yalnızlığını ve içsel savaşını gözler önüne seriyor. Arkadaşları, Helin'in her zaman neşeli bir yapısı olduğunu söylese de, onun içsel huzursuzluğu ve kimlik arayışı, zamanla daha belirgin hale geldi.
Helin'in son mesajı, yalnızca kendi yaşadığı problemleri yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda gençler arasında yaygın olan psikolojik sorunlara dikkat çekiyor. Sosyal medya, gençlerin kendilerini ifade etme aracı olarak önemli bir rol oynasa da, bu araç aynı zamanda duygusal anlamda da bir düşüş yaşatabiliyor. Helin'in son mesajı, diğer gençlere ve topluma bir çağrı niteliği taşıyor. "Benim gibi hissetmekten korkmayın," diyor adeta.
Ülkemizde genç yaşta hayatını kaybeden bireylerin artışı, toplumun göz ardı etmemesi gereken bir gerçek. Helin'in ailesi, yaşanan bu trajik olaydan sonra, gençlerin psikolojik destek almasının önemine dikkat çekmek için çeşitli kampanyalar düzenlemeye başladı. Bu sayede, gençlerin yalnız olmadıklarını hissetmeleri ve sorunlarıyla yüzleşmeleri için bir alan yaratmayı hedefliyorlar.
Sonuç olarak, Helin'in hikayesi, bir hayal kırıklığı ve kaybın ötesinde, toplumu alarma geçirebilecek bir mesaj taşıyor. Gençlere yönelik psikolojik destek sisteminin güçlendirilmesi ve sorunların açıkça konuşulabileceği bir platform sağlanması gerektiği şart. Helin gibi birçok gencin hikayesinin son bulmaması için, toplumsal bir duyarlılık geliştirmek hepimizin görevi. Bu şekilde, gençler geleceğe umutla bakabilir ve hayalleri yolunda ilerleyebilirler.