Son dakika haberleriyle sarsılan Türkiye, özellikle mimarlık camiasını derinden etkileyen bir kayıpla karşı karşıya. Yaklaşık dört gün önce Belgrad Ormanı'nda kaybolan ünlü mimar Ece Gürel'in cansız bedeni, arama kurtarma ekipleri tarafından bulundu. Bu trajik haber, hem ailesini hem de meslektaşlarını büyük bir üzüntüye boğdu. Üsküdar'da yaşayan 40 yaşındaki Gürel, mimarlık kariyeri boyunca birçok ödül kazanmış, projeleriyle adından sıkça söz ettirmişti. Kaybolma haberi sonrası yürütülen arama çalışmaları, Gürel’in bulunduğu yer ve durumu hakkında pek çok spekülasyona yol açtı.
Ece Gürel’in kaybolması, 20 Ekim'de bir doğa yürüyüşü sırasında meydana geldi. Ailesinin endişelenerek durumu yetkililere bildirmesi üzerine hemen arama çalışmaları başlatıldı. Jandarma, itfaiye ve gönüllü ekiplerin yanı sıra dronlar da kullanılarak geniş bir alan tarandı. Arama ekipleri, Ece Gürel’in izine ulaşmak için gün boyunca Belgrad Ormanı'nın en ulaşılması zor noktalarına kadar giderek titiz bir çalışma yürüttü. Gürel'in kaybolduğu yer, popüler bir doğa alanı olmasının yanı sıra, aynı zamanda çeşitli zorlukları da barındırıyordu. Yağışlı hava koşulları ve arazi yapısının zorluğu, arama çalışmalarını daha da karmaşık hale getirdi.
Arama çalışmaları sırasında sosyal medyadan duyuru yaparak vatandaşlardan yardım istenildi. #EceGürelBulundu etiketleriyle paylaşım yapan birçok kişi, Ece Gürel’in bir an önce bulunması için dua ettiler. Gizemli bir kayboluş hikayesinin arka planında, bu kadar büyük bir toplum desteği de dikkat çekti. Ancak bu umut dolu beklentiler, arama çalışmalarının sonlandığı an itibarıyla yerini derin bir yas ve üzüntüye bıraktı.
Mimar Ece Gürel, Türkiye'nin en köklü mimarlık firmalarından birinin kurucularından biriydi. Çeşitli projelerdeki yenilikçi yaklaşımıyla tanınan Gürel, mimari estetik ile işlevselliği birleştiren tasarımlarıyla biliniyordu. Eğitim hayatına İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başlayan Gürel, ardından yurtdışında da çeşitli eğitim programlarına katılarak kendini geliştirmişti. Son yıllarda sürdürdüğü projelerle, genç mimar adaylarına ilham kaynağı olmuş, kendi alanında önemli seminer ve panellerde yer almıştı.
Bu kaybın ardından mimarlık dünyasında bir boşluk oluşacağına kesin gözüyle bakılıyor. Meslektaşları ve müşterileri, onun tasarımlarını ve çalışmalarıyla oluşturduğu ilham verici atmosferi asla unutmayacaklarını belirtiyor. Ece Gürel’in sıklıkla atıfta bulunduğu bir cümlesi ise şöyleydi: "Mimarlık, yaşamın her alanına dokunabilen bir sanat dalıdır." Bu perspektifle yaptığı projelerin altında yatan felsefe ve estetik, onu çağdaş mimarlık anlayışının öncülerinden biri yapmıştı.
Ece Gürel'in hayatındaki bu ani gelişme, sadece ailesini değil, aynı zamanda arkadaşlarını ve meslektaşlarını da derinden etkiledi. Belgrad Ormanı'nda düzenlenecek olan bir anma etkinliğiyle onun anısını yaşatmayı planlayan grup, bu kaybın yaşatan bir topluluk oluşturması için kolları sıvadı. Anma etkinlikleri sırasında, Ece Gürel için söylenecek olan güzel sözler ve mimarlık alanındaki katkıları, onun mirasını canlı tutacak unsurlar olarak ön planda olacak.
Gürel’in vefatının ardından, toplumda sıkça dile getirilen bir başka konu ise, doğa yürüyüşleri sırasında güvenlik önlemlerinin artırılması gerekliliği oldu. Herkesin ulaşımına açık olan doğal alanlarda, özellikle yalnız yürüyüş yapanlar için uygun güvenlik tedbirlerinin alınması adına derhal bir farkındalık kampanyası başlatılması gerektiği vurgulanıyor. Bu trajik olayın, gelecekte benzer durumların önüne geçilmesine katkı sağlaması temenni ediliyor.
Sonuç olarak, Ece Gürel’in kaybı, sadece bir bireyin kaybı değil, bir toplumun ortak acısı haline geldi. Hem özel hayatında hem de yaptığı işlerle pek çok insanın yaşamına dokunan bu başarılı mimar, geride bıraktığı eserler ve anılarla her zaman yaşayacak. Ece Gürel, hayatı boyunca çizdiği izlerle, geleceğin mimarlarına ilham vermeye devam edecek. Onun hatırası, sadece mimarlık alanında değil, insan ilişkileri ve doğa sevgisi çerçevesinde de her daim yankı bulacak.