Ülkemizi derinden sarsan bir olay, geçtiğimiz günlerde mahkemede yeniden gündeme geldi. 5 yaşındaki minik Melike’nin hayatını kaybetmesi, herkesin yüreğini burkarken, olayın detayları kamuoyunu daha da şoke etti. Baba İsmail K. ve üvey anne Suna K., Melike'ye yönelik işkence yaptıkları iddialarıyla ilk kez hakim karşısına çıktılar. İki sanığın ilk duruşması, mediada geniş yankı buldu ve toplumda büyük bir infiale neden oldu.
Melike, 2022 yılında babası İsmail K. ve üvey annesi Suna K.'nın yanında yaşamaya başlamıştı. Aile içindeki dinamikler ve yaşanan sorunlar, küçük çocuğun trajik bir sona doğru sürüklenmesine neden oldu. Şiddete maruz kaldığı iddia edilen Melike, evde yaşadığı korku dolu günlerin ardından bir sabah kayboldu. Ailenin yaptığı açıklamalar, Melike’nin aile içindeki tartışmalardan dolayı kaybolduğunu öne sürdü. Ancak, Melike’nin cesedinin gölde bulunması, olayın gerçek yüzünü gün yüzüne çıkardı.
Mahkeme süreci, geniş bir kamuoyu ilgisiyle takip ediliyor. İsmail K. ve Suna K. duruşmaya çıkarıldıklarında, salondaki kalabalık duygusal anlar yaşadı. Mahkeme hakimleri, duruşma boyunca çiftin suçlamalara karşı verdikleri yanıtları dikkatle dinlediler. İsmail K., Melike’ye olan eylemlerini reddederken, Suna K. ise savunmasında çocuğun sürekli olarak evde huzursuzluk çıkardığını savundu. Savunmaları, toplumda daha fazla öfkeye yol açarken, toplumsal medya üzerinden gelen tepkiler, adaletin sağlanması noktasında bir beklenti oluşturdu.
Melike’nin ölümünün ardından, sosyal medyada yürütülen kampanyalar ve imza kampanyaları, toplumun adalet arayışını simgeliyor. Birçok kişi, duruşmalara katılmak ve çocuk istismarı konusunda farkındalık yaratmak adına mahkemeye akın etti. Çocukların korunması ve aile içindeki şiddetin sona ermesi gerektiği mesajları, duruşma sırasında yankılandı. Bu bağlamda, çeşitli sivil toplum kuruluşları, Melike’nin anısını yaşatmak ve benzer olayların yaşanmaması için kampanyalar düzenlemeye devam ediyor.
Mahkeme sürecinin devam etmesi bekleniyor. İlerleyen duruşmalarda, olayın tüm detaylarının inceleneceği düşünülüyor. Toplum, mahkemeden çıkacak kararı merakla beklerken, Melike’nin hayatının bir daha asla geri gelmeyeceği gerçeği ise herkesin yüreğinde bir yara açmaya devam ediyor. İşkence ve istismar olaylarının önlenmesi için alınacak önlemler ve yasaların güncellenmesi konusundaki tartışmalar da hız kazanmış durumda. Türkiye genelinde büyüyen bu bilinçlenme, belki de Melike’nin acı kaderinin bir parçası olarak, diğer çocukların bu tür tehditlerden korunmasına vesile olacaktır.
Bu trajik olay, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun duygularını etkileyen bir meselenin ön plana çıkmasına neden oluyor. Melike’nin sadece 5 yaşında hayatını kaybetmesi, çocuk istismarının ne denli ciddi bir mesele olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Herkesin çocukları koruma konusunda daha bilinçli ve duyarlı olması gerektiğinin altı çiziliyor. Melike’nin hikayesinin sona ermesi değil, toplumda bir farkındalığın oluşması ve önleyici mekanizmaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, bu dava yalnızca Melike’nin hayatı için değil, tüm çocukların geleceği için bir sınav niteliği taşıyor. Mahkemenin alacağı karar, sadece iki sanığın akıbetini belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda toplumda devrim niteliğinde değişikliklere de yol açabilir. Melike’nin anısını yaşatmak ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması şart. Sadece hukuki mücadeleler değil, toplumsal bir dönüşüm de kaçınılmaz hale gelmiştir.